5 Aralık 2014 Cuma

Büyük Mücadele



Hepimizin amacı kendimizi yuvada gibi hissetmek,  bu olmamız gereken kişi olduğumuzda hissedilecek bir duygu. Biz hayat yolunda ilerlerken zihin (ego, nefs), kontrolü tamamen eline geçirmiştir, kendi Öz’ümüzle olan bağlantımızı koparmıştır ve sonunda kendimizi unutup zihnin birer kölesine dönüştük. Yuvaya ulaşmanın anahtarı bu köleliğe son vermek ve tekrar özgürleşmektir. Dünyadaki en büyük ve en önemli mücadeledir. Yani kendi içimizde büyük bir savaş olacak demektir. Zihne kaptırdığımız her alanı tekrar geri almamız gerekiyor, her kale teker teker geri alınmadan da bu mücadele bitmeyecek ve her zaman bu kaleleri geri almak isteyen zihne karşı dikkatli ve tetikte olmak da gerekecek.

Öz, gerçek kendimiz, bizi yaşamak için geldiğimiz yere, olaylara, koşullara taşırken, zihin bizi bunlardan uzaklaştırır. Kendi egemenliğini üzerimizde kurmak için her yolu dener, her türlü gerekçeyi sunar bize… Bu filmlerdeki kötü karakterlere benziyor; istediğini elde etmek için her şey mubahtır diyen, her şeyi yapabilecek kadar gözü dönmüş karakterlere… Tanrılar Okulu en sevdiğim kitapların başında gelir ve orada Dreamer başa vura vura öğretiyor tıpkı disiplinli bir öğretmen gibi. Bu dönüşüm sürecinde dikkatin ve çalışmanın ne kadar önemli olduğunun sürekli altını çiziyor. Matrix’te Neo ile Ajan Smith arasında kıyasıya bir mücadele var.  Güçleri o kadar yakın ki, dişe diş göze göz devam ediyor savaşları; zihnin oyunları gibi her yerden yeni Ajan Smith’ler çıkıyor çevredeki herkes bu zihin oyununa alet olabiliyor. Ruhsal öğretileri içinde barındıran filmlerde, kitaplarda hep bu mücadele hali var. En meleksi kitaplardan biri olan Yuvaya Yolculuk’ta yeşil çirkin bir yaratıkla savaş var ve bu yaratığın Michael‘ın sevgisiz yanı olduğunu söylüyorlar. Onu yenmeden yuva’ya gidemiyor Michael… Hepsinde kötü karakter çok güçlüdür ve diğerinin bir eğitim süreci, bir kendini bulma süreci vardır… Tıpkı bizim gibi, Öz’den çok uzaklaştık, önce ona ulaşmamız ve tekrar gücü ona vermemiz gerekiyor.

Kalıpları kırmak, zihnin oyunları ile baş etmek, çevrenin seni eskisi gibi istemesi ve bunun için seni yoldan çevirmeye çalışması, alışkanlıklar, bağımlılıklar, refleks haline gelmiş tepkiler… kolay değil… evet gerçekten büyük bir mücadele ve zor olması aslında buna ne kadar değeceğinin işareti… bizim için bunu yapmak çok şeyleri değiştirecektir… Eşiği geçene kadar zorlanırız ama geçtikten sonra her şey değişir…

Sevgi sözcükleri söylenebilirdi, çiçekler, böceklerden de bahsedebilirdim ama dünyanızı değiştirmek için bu mücadelede asıl gerekli olanlar: bilgi, sabır, dirayet, inanç, zorlukları göze alabilmek… evet büyük bir mücadele ama imkansız değil. Bütün bunları göze aldığınızda, yolunuzda gerçek kendiniz olarak ilerlediğinizde yuvaya kavuşacağınız bir serüven.

İletişim için: arslaneb@gmail.com

1 yorum:

  1. İlk değil yukarıda okuduğum. Epey zamandır söylenir durur bu hal durum.
    Beslenme ve barınma ihtiyacini diger canlarin emegini yasamani alarak hayat alışkanlığı süren insanların bi kulağından girip öbür kulağından çıkacaktır diyom ne yazıkki

    YanıtlaSil