EBRU ARSLAN KİMDİR?

3/5 Duygusal Manifestor olarak
doğmayı seçmişim. Başlatıcı, yapıcı olan Ebru çocukluk yıllarından itibaren
kabul edilebilmek için içine kapanmaya ve pasif ama agresif bir rolü oynamaya
başladı. Yıllar geçtikçe bu daha da derinleşti… Lise, üniversite, iş
hayatında…
Tarihler 2007yi göstermeye
başladığında bendeki değişme kıvılcımları çakmaya başladı. Artık uyumlu olmak
ya da kendimi kabul ettirmek için pasif kalmak bana ağır gelmeye başlamıştı.
İçimdeki bu sıkışmışlık hissi gün geçtikçe büyümeye başladı ama ne olduğunu da
anlamıyordum, dilimde sürekli ”değişmek istiyorum, hayatımı değiştirmek
istiyorum” sözleri dolanıyordu. 2008 de bu durum daha da arttı ve artık bu
duygudan, bu sıkışmışlıktan kurtulmak için arayışa başladım. Ruhsal ve kişisel
gelişim kitapları okumaya başladım. Bireysel seanslar, enerji uygulamaları,
enerji uygulayıcılığı, seminerler, kitaplar ama her şeyin etkisi çok kısa
süreliydi, çabuk geçiyor ve arayışım
“yok bu değil” ile sonuçlanıyordu…
2009da Human Design Sistemi ile tanıştım.
Çok apar topar olmuştu ama herhalde hayatımı değiştiren olay işte buydu… İlk
bana kendim anlatıldığında hem çok şaşırdım, hem çok mutlu oldum; bir yandan da
yok canım daha neler dedim. Kabul etmem çok kolay olmadı. 30 yaşına kadar
hayatım hep beklemekle geçmiş, birileri benim için bir şeyler yapacak, sunacak
diye sadece beklemiştim ve bana deniyor ki “ne istiyorsan onu yapabilecek gücün
var, sadece bilgi ver ve yap, sana bir
şeylerin sunulmasını bekliyorsan yaşam seni cezalandıracak ve sana hiçbir şey
gelmeyecek” denildi… O güne kadar
hayatımdaki en temel şeydi beklemek. Gerçekten de bana hiçbir zaman bir şey
sunulmadı, onun için vasat, sorunlu ve sinir harbi içinde geçen bir hayatım
oldu. İnsanın kendisinden 180 derece farklı bir hayatı yaşaması o kadar
ilginçti ki… Bana anlatılanlar hayatımdan çok farklıydı ama içimde bir şeylerle
rezonansa geçmişti. Daha önceki yıllarda
okuduğum, dinlediğim öğrendiğim şeylerle bağlantıları o kadar sağlamdı ki. Tek
sorun vardı: nasıl kendimi yaşayacaktım? Türkiye’de o yıllarda uzman yoktu ve
bunu tek başıma yapmaya çalıştım. Human Design Sistemi ilgimi çok çekti;
kitaplar alıp okumaya ve daha derinini öğrenmeye başladım. Bir şeyleri tek
başına yapabilme, öğrenebilme ve aşabilme özelliklerim en çok bu dönemde işime
yaradı. Bir başkası bunu tek başına yapamazdı.
Bu süreçte kendi karar verme
sistemim ile ilk önce işimden ayrıldım, koçluk eğitimi aldım. Sonra Human
Design konusunda uzmanlaşmak istediğime karar verdim. IHDS’den (International
Human Design School) eğitim almaya başladım ve IHDS Sertifikalı Rehber oldum.
Ben ilk aşamalarda çok zorlandım;
eski alışkanlıklara, eski çevrenizin sizi tanıyış şeklini ve eski seni
istiyoruz baskılarına karşı koymak çok kolay bir şey değil… Farklılığını
yaşamak, homojen düzenin dışına çıkmak, koşullandırmalardan sıyrılmak, kendini
yaşamak çalışma istiyor, azim istiyor, dirayet istiyor. İşte bu DÖNÜŞÜM
sürecine hazır olanların elinden tutmak ve yalnız olmadıklarını hatırlatmaya
karar verdim. Koçluk ve rehberlik çalışmalarıma 2013 yılından beri devam
ediyorum…
Umarım sizlerde kendi yolunuzu
bulur ve özünüze dönebilirsiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder