Benim için kişisel gelişim ve
ruhsal gelişim farklı konulardır. Kişisel gelişim, kendisinde eksik gördüğü
özelliklerin kabul edilebilir düzeye ulaşması için geliştirilmesidir. Temelinde kendini kabul etmeme vardır. Ruhsal
gelişim ise insanın doğasını, evrenin işleyişini anlayıp özgürleşmek için ruhsal
boyuttaki gelişmedir. Kendini kabul etmeden ilerlenemeyecek bir yoldur…
Bir ev ya da yeni bir ev;
Bir araba ya da son model bir
araba;
Tatil ya da yılda en az iki yurt
dışı tatili ya da dünya turu;
Bir iş ya da daha iyi bir iş ya
da kendi işini kurmak;
Sevgili yapmak ya da evlenmek ya
da boşanmak;
Borçları kapatmak ya da daha da
çok kazanmak;
İyileşmek ya da daha sıkı karın
kasına sahip olmak…
Bunlar farklı hayatların farklı istekleri
ama aynı zamanda insanoğlunun açgözlülüğünün de göstergesi.
Yalnızdır sevgilisi olmasını
ister, bulur. Sonra bu yetmez evlenmek ister, kafaya takar sonunda evlenmeyi
başarır. Sonra o kadar kötü ya da sıkıcı bir evliliği olur ki dayanamaz ve
boşanmak ister.
Cep telefonu alır, bir yıl sonra
yeni modelini ister, sonraki yıl başka markanın son modelini ister…
İstediğini elde edince mutlu olan
ve kısa süre sonra daha fazlasını isteyen ve onu da elde edene kadar mutsuz
olan hayatlar… İstediği gibi hayat yaşamak için didinen ama antidepresan
kovasına düşmüş insanlar…
Bütün bu döngülerden çıkmak ve
özgürleşmek isteyenlerin seçtiği yoldur ruhsal gelişim. Manevi boyutta başlayıp
maddi dünyada yansımalarını gördüğünüz değişimdir. Yuvaya yolculuktur.
Peki, siz ruhsal gelişimden ne bekliyorsunuz?
“Yuvaya dönerek, elde etmeyi umduğun
şey nedir?” diye sordu Beyaz Melek ve Michael Thomas “Sevilmek ve çevremde
sevgiyi hissetmek istiyorum. Huzurlu bir biçimde var olmak istiyorum.
Çevremdekilerin endişelerine ve önemsiz, saçma ilişki ve etkileşimlerine maruz
kalmak istemiyorum. Para konusunda tasalanmak istemiyorum. AZAT EDİLDİĞİMİ
hissetmek istiyorum! Yalnızlıktan bıktım. Evrendeki diğer varlıklar için bir
anlam ifade etmek istiyorum. Bir nedenden ötürü var olduğumu bilmek, semavi
alemdeki görevi yapmak ve Tanrı’nın planının doğru ve uygun bir parçası olmak
istiyorum. Önceki gibi bir insan olmayı gerçekten istemiyorum. Sizin gibi olmak
istiyorum! Benim için yuvaya dönmenin anlamı bu.” diyerek yanıtlar Kryon’un
Yuvaya Yolculuk kitabında. Bu yanıttan sonra Michael, yuvasına dönme yolculuğuna
başlar.
Peki, siz bu yola girmeye hazır mısınız?
Ölesiye korkanlar var. Kendini
kaybetmekten, sevdiklerini kaybetmekten ya da hayatlarının, düzenlerinin
bozulmasından… Bu, kişinin ne istediğine ve ona zarar veren şeylere ne kadar tutunduğuna
göre değişir.
Eski arkadaşlarımla arada
haberleştiğimizde onlara şöyle söylerim “her şey bildiğin gibi. Aynı iş, aynı
ev, hala ailemle yaşıyorum, saçlarım bile aynı...” Benim için değişim içseldi.
Kendimi tanımam, geçmişimi iyileştirmem, hayata, insanlara ve özellikle
yaşananlara bakışımın değişimiydi. İlla mekân ya da çevre
değiştirmem şart değildi.
Zihnin, kendini ve yerini korumak
için üzerinize başta baskı yapsa da yolunuzda ilerledikçe o gerçek olmayan
direnç yok oluyor.
Benim sadece Human Design analizi
yaptığımı düşünürler ama bilgiyi sindirmeden ve hayata sokmadan sadece analizin
hiçbir anlamı olmadığını bilen ben, aslında hayatta nasıl ilerlemenin doğru
olduğu üzerine çalışıyorum. Zihin oyunları… zihin oyunlarını görmek, onları
fark etmek ve onları aşmak üzerine çalışıyorum… Analiz sadece başlangıç…
Bazen benden indirim isteyenler
ya da ücretten dolayı soru sorup uzaklaşanlar oluyor. Hala ofis ortamında olmak
istemediğim için görüşme mekânı konusunda eleştirenler, hoşlanmayanlar ya da mesafeyi
sorun edenler oluyor. Aslında bu iki konu insanların bu yola hazır olup
olmadıklarının ilk göstergesidir. Günümüzde para ve zaman ayıramayanların bu yolda
ilerleyemeyeceği bir gerçektir. Hayattaki önceliğinizi gösterir. İnsanlar
sadece yöntemi, yolu, uzmanı, danışmanı, koçu seçtiklerini düşünürler, aslında
her iki taraf birbirini seçer. Benim için önemli olan enerjidir. Bu yola
gönülsüz, öylesine giren kişi benim enerjimin tükenmesine neden olur, boşa
uğraşıdır... Para ve yer, acaba kendini tanıma ve zihin oyunlarını fark etme
sürecine başlayabilecek mi sorusunun ön eleme kriteridir.
Kendi sürecime başlarken maddi olarak
en zorlandığım dönemdi. Masraflarımı düzenleyerek, tatile gitmeyerek bir
şekilde bu süreçte yapmak istediğim, öğrenmek istediğim her şey için zaman ve
para ayarlamayı başarmıştım. O an olmasa bile birkaç ay sonrasında yapıyordum. Gerçekten
istiyordum.
İlk Human Design analizimi
yaptırdığımda öğle saatlerinde ancak randevu ayarlayabilmiştim ve işten izin
alarak gün içinde gitmiştim… Bir düşünün neler için izin alıyorsunuz da bunun
için zaman ayıramıyorsunuz? Neler için para ayırıyorsunuz da kendiniz için
ayıramıyorsunuz? Tatile gitmek kendiniz için değil önce bunu açıklığa
kavuşturalım. Günümüzde tatil sadece başkalarına göstermek için yapılan bir
yarış aracı. Asıl tatil günlük rutinden çıkmak ve farklı insanlarla farklı bir
süreç geçirmektir… Bunu her yerde yapabilirsiniz illa uzaklara kaçmanız
gerekmiyor…
Bu yola girmek istiyorsanız kendinize
dönüp bir bakın ne kadar bahanelerle dolusunuz? Ne kadar başkaları yapıyor ben
eksik kalmayayım düşüncesindesiniz? Ne
kadar samimisiniz? Ne kadar istiyorsunuz?
Her şeyi belirleyen yaptıklarınız, birlikte
çalıştıklarınız, kullandığınız yöntemler değil sizin ne kadar istekli olduğunuzdur…