Son dönemlerde biraz inzivaya
çekilme ve kendimle kalma ihtiyacı duydum. Bu süreçte benim için çok önemli iki
kitabı tekrar okuma fırsat yarattım. Bu sefer Tanrılar Okulu (Stefano D’Anna) ile
başladım, Yuvaya Yolculuk (Kryon) ile devam ettim…
Yuvaya Yolculukta Micheal Thomas
artık hayatından çok sıkılmıştır, mutsuzdur. Bir kaza geçirir, hastanedeyken bir
melek ona yuvaya gidebileceğini söyler. Bunun için 7 evde eğitim almalıdır
ancak ondan sonra gidebilir yuvaya. Micheal hastaneden çıkar ve farklı bir
alemde sırayla evlerde eğitimleri alır, sınavları olur, başına farklı farklı şeyler gelir.
2008 sonbaharında canımın çok
sıkkın olduğu bir pazar kitapçıda gezinirken, bir kitap dikkatimi
çekmişti. Onu daha önce ne duymuştum ne de hakkında bir fikrim vardı. Arkasını
okudum, kapağının içe kıvrılan kısmında
yazılanları okudum. Kitap felsefe bölümündeydi ve ben aslında o zamana kadar fizik
okumuş olmama rağmen felsefeden hiç hazzetmezdim (liseden kalma bir durum), en son
bakacağım bölümdü yani. Elimdeki diğer kitapları bıraktım ve sadece onu alıp çıktım.
Tanrılar Okulu, hayatımda en hızlı okuduğum kitap oldu. Müthiş etkilenmiştim. “Nasıl yani, bunlar olabilir mi? İnsanın hayatı bu kadar değişebilir mi?”
diye sormama neden olmuştu. O kadar sıkılmıştım ki hayatımdan, o kadar değişmek
istiyordum ki, o kadar yorulmuştum ki, bana bir kapı açmıştı. Daha sonra
insanlara önermeye başladım kitabı ve çoğu kişinin okuyamadığını fark ettim. Benim
elimdeki baskısında 411. sayfasında “Yalnızca hazır olan, iyileştirme duruma giden
yola zaten koyulmuş ve dünyanın kendisine dayattığı eskimiş, öldürücü,
çatışmacı öğretisini sorgulamaya çoktan başlamış kişiler tarafından okunabilecek bir kitap yaz” deniyordu. Tavsiye
ettiklerimden hiç hazır olmayanlar okuyamıyordu.
Son sefer Yuvaya Yolculuğu okurken
şunu fark ettim, Sanki 2008’de Tanrılar Okulunun bir şekilde karşıma çıkması “farklı
bir yol olabilir” diyen melekle Micheal’ın ilk konuşması gibiydi.
Micheal 1. Ev’e gider ve o evden
ayrılmadan önce ona bir harita verilir. Bu anlık haritadır. Bu harita sadece
anlık olarak bulunduğu yeri ve yakını gösteriyordur. Benim haritam ise 2009’da
yani Tanrılar Okulunu okuduktan bir yıl sonra Human Design ile tanışmama denk
geliyor… Human Design size harita sunar, yol ayrımlarında nasıl karar
vereceğini, neyin sizin için doğru olduğunu sadece sizin karar vereceğinizin
bilgisine size sunar. Tam bir anlık harita gibi çalışır… gelecek yok, geçmiş
yok sadece o an… ilk evde bu haritanın
verilmiş olması da ayrıca çok anlamlı…
Micheal 2. Evde bilgileri ve
hediyelerini alırken ben de Human Design’ı araştırmaya başladım, kendimi
tanımaya başladım. Haritamı kullanarak hangi kaynakların benim için doğru
olduğunu seçebilme şansını kullandım. Eckhart Tolle’lar, Kryon’lar, Debbie Ford’lar,
doğru seminerler, hatta Yuvaya Yolculuk bile ilk o dönemde okunmuştu…
O kendi yolunda ilerlerken ben de
kendi yolumda farklı evlerde ilerliyormuşum. Arındığım, kendimi affettiğim,
hayatıma giren insanları artık bana etkileri olmadan geçmişimde tutabilmeyi
öğrendiğim ve zihin oyunlarımı
görmeye başladığım süreçti.
Micheal fırtınalarla ya da büyük
depresif dönemlerden geçerken ben de geçmişim.
Bunların hepsinin birer arınma ve yeniden doğma, geçmişin yıkılışından
dolayı sarsıntılar olduğunu biliyorum. Gerekli durumlardı da yoksa yeniyi
hayatıma getiremezdim.
6.Evde, sevgini dört niteliğini
öğreniyor, bunlar:
- Sevgi sessizdir.
- Sevginin bir gündemi bir hesabı yoktur.
- Sevgi şişinmez, kendini övmez.
- Sevgi diğer üç niteliği mükemmel şekilde kullanacak bilgeliğe sahiptir.
Ben bir süre önce bunu çok büyük
bir olayda yapabildiğimi gördüm. O sırada fark etmemiştim, kitabı tekrar
okurken bir anda kendimi o dönemde buldum ve bunu öğrendiğimi hatta hayata
geçirdiğimi fark ettim.
Son ev yani 7. Ev, kendi değerini
bilme evi, kendini sevip sevmediğin ve istediğin hayatı yani kendini yuvada
hissetmeye değer olup olmadığının testten geçtiği ev, şimdi buradayım işte…
2008'de hayattan bıkan ve
kendinden nefret eden kişiden çok farklıyım. Hatta kendimi çok seviyorum. İnsanlara
ve yaşama olan bakışım çok değişti. Gerçekten eşsiz olduğumu, kötü gibi
gözükebilecek özelliklerimin doğru kullanıldığında bende olmasının bir nedeni
olduğunu ve beni ben yapan parçam olduklarını gördüm…
Kötü özellik, eksik parça,
yetersizlik gibi durumlar yok sadece yanlış kullanım var. Siz de bir şey varsa
bunun mutlaka bir nedeni vardır. Eğer sizi mutlu etmiyorsa ya nasıl kullanacağınızı
bilmiyorsunuz ya da zihinle kendiniz (öz) olmayan haldesiniz demektir…
Human Design ile ilgilenmeye ilk başladığım zamanlarda “keşke şu kanal
bende olsaydı, keşke bir jeneratör olsaydım, beklemek kadar kolay bir şey mi
var mı?” derdim, imrenirdim onlara, şimdi görüyorum bunun ne kadar anlamsız
olduğunu. Hayatım, hayat amacım için zaten mükemmel yaratılmışım sadece
kullanmayı öğrenmem ve biraz parlatmam gerekiyormuş…
Yedi ev ile Human Design’ın 7 yılının çok tesadüf olmadığını hep hissediyordum. Belki bu romanla duygusal bağım
olduğu için bu kadar eş zamanlı ilerledi yaşadıklarım diye düşünebilirsiniz ama ben ilk defa 2010 yılının ortalarında okudum, süreç benim için çoktan ilerlemeye başlamıştı. İçinde metaforlar olsa
da hikayeden öte olduğu kesin, benim de haritamla hareket ettiğimi ve onu kullanarak doğru ilerlediğim kesin...
Yıllardır uğraşıyor ve hala
yuvaya biraz olsun yaklaştığınızı hissedemiyorsanız büyük olasılıkla yanlış
harita ile ilerlemeye çalışıyorsunuz demektir. Sizin için sadece kendi
haritanız doğru çalışır, onu bulun…
Not: Merak edenler için bütün yolculuk boyunca beni takip eden,
tuzaklar kuran yeşil canavarla sonbaharda savaştım ve yendim… 7. Evdeki testi geçer
miyim? Kesinlikle…
İletişim için: arslaneb@gmail.com