Benim için
son iki yıl içe dönme ve bir dönemi kapatma süreciydi. Astrolojik olarak
bakıldığında Satürn 12. evimdeydi. Satürn’ün bu geçişini araştırdığımda
bilinçaltı tüm tortuların, korkuların ve geçmişin tekrar karşımıza çıkıp bizi
zorladığı sancılı bir süreç olduğu ve depresyon riski olabileceği
anlatılıyordu.
Bu süreçte
geçmişteki her bir tozun, toprağın, yükün, ağırlığın son kez incelemesi
yapıldı. İşlenecek konuları ben araştırmadım, kurcalamadım her şey kendi
istediği sıra ile karşıma çıktı. Bütün geçmişim şöyle bir havalandı. İnanılmaz
keyifli bir deneyimdi. Öncesinde büyük yükleri üzerimden attığım için zorlandım
diyemem.
Aralık
2017’de Aamir Khan’nın Yerdeki Yıldızlar-Her Çocuk Özeldir filmini seyrettim.
Sonrasındaki bir hafta ağlayarak tekrar tekrar izledim. Disleksi (öğrenme
bozukluğu) olan bir çocuğun yaşadıkları anlatılıyordu. Disleksi olduğumu bir
yıl öncesinde öğrenmiştim ama benzer bir hayatı görmek özellikle 12. evinden
Satürn geçen biri için şok ediciydi. İlk birkaç gün küçük Ebru’nun
yaşadıklarına ağladım. Sonrasında filmdeki çocuğun aksine bana kimsenin yardım
etmediğine, kimsenin beni anlamadığına ve elini uzatmadığına ağladım. Ebru baya
yalnızmış…
Kimse bana
yardım etmedi diye ağlarken birden “ben ne kadar güçlü bir çocukmuşum, kendi
kendime öğrenme bozukluğuma çözüm bulmuşum” demeye başladım. Dersi dikkatli
dinlemeye, okula hazırlıklı gitmeye, ödevleri zamanında yapmaya, gerektiğinde
tekrar yapmaya ve disiplinli şekilde çalışmaya başlamıştım. Gerçekten çok güçlü
ve en önemlisi kendine yeten bir çocukmuşum. Çocukluktan sonra da kendimi
iyileştirmeyi, pratik yol bulmayı, kendim için yöntemler geliştirmeyi defalarca
başarmışım. Depresyona girmek üzereyken özgüvene dönen bir süreç yaşadım o bir
haftada.
Öğrenme
bozukluğu için kendime yol bulmam ilkokul beşinci sınıfın ilk dönemine denk
gelmişti ve sonrasında okuldaki başarım uçuşa geçmişti. O zamanlarda astroloji
haritamda nasıl etkiler var diye bakarken Satürn’ün 12.evden birinci eve
geçtiğini fark ettim. Hayatta kalmak için Ebru yeni bir kişilik
geliştirmişti (1. Ev); ağır başlı, hanım hanımcık, uysal, çalışkan, sessiz,
sakin vs uzun yıllar boyu benim için çok kullanışlı oldu, hayatta kalmamı
sağladı.
2008 civarında
otuz yaş krizi başlarken (Satürn return zamanı) artık bu yeni kişilik işe
yaramıyordu. O zamanlar hayat bana çok ağır geliyor sanıyordum ama aslında
benden uzak yapıdaki bu kişiliğe tutunmak ağırdı… Başlatıcı, öncü, istediğini
yapan kimseyi umursamayan bir manifestör, anarşist yapısı olan bir 3/5, çok
güçlü kalp merkezi yani egosu ve öz değer duygusuna sahip, mücadele yeteneği
olan bir insan ne kadar daha uysal, edilgen, sakin, ağırbaşlı olarak hayata
devam edebilirdi… Zor olan hayat değil, benim seçtiğim yoldu.
Son iki
yılım bu seçimin nedenlerinin daha da derindeki kökenini görmek, keşfetmekle
geçti… Bu seçim hata değildi, o günün koşullarında belki de en iyisiydi ama
artık geçerliliği kalmamıştı.
4 Temmuzda
40. yaş günüm için ablam sürpriz hazırlamıştı. Okul arkadaşlarım, yurt
arkadaşlarım, iş arkadaşlarım, yakın arkadaşlarım, üniversite hocalarım, koçluk
eğitimini aldığım hocam, Amerika’daki Human Design eğitimini aldığım hocam,
akrabalar, aile dostları kısacası benim hayatıma bir şekilde dokunan herkesin
doğum günüm için hazırladıkları videolar ile karşılaştım. Ablam bu sürprizi 40.
doğum günüm için yaptığını sanıyor ama aslında çok daha büyük bir amaca hizmet
ediyordu. O gün benim geçmişime ve eski Ebru’ya vedamdı. Umarım
herkese böyle güzel vedalar nasip olur…
Aradan aylar
geçti ve ben boşluktaydım. Otuz yıllık bir döngü sonlanmıştı ve yenisi başlamak
üzereydi ama yeni Ebru’nun son ayarları yapılıyordu. Kapanışı yapmak her şeyin
bittiği anlamına gelmiyordu yeninin nasıl olacağı daha önemli bir konuydu. Ben
nasıl bir hayat istiyorum ve ben nasıl olmak istiyorum. Bunu yıllardır
düşünüyordum ama son farkındalıklar farklı bakış açıları kazandırmış ve daha
cüretkâr olmayı öğrenmiştim. O süreçte Satürn geri gidiyordu ve tam olarak
benim yükselen noktamda durdu durdu durdu ve tekrar düz harekete geçti. Satürn
artık tamamen birinci evime geçince sis perdesi de kalktı ve artık yeni Ebru
doğdu…
Yeni
hayatına hoş geldin Ebru...
Özel Not: Emine
Arslan, ablacığım düşüncen için, emeğin için, vesile olduğun veda için ve
yanımda olduğun için çok teşekkürler…