4 Kasım 2019 Pazartesi

RUHSAL GELİŞİMDEN NE BEKLİYORSUNUZ?




Benim için kişisel gelişim ve ruhsal gelişim farklı konulardır. Kişisel gelişim, kendisinde eksik gördüğü özelliklerin kabul edilebilir düzeye ulaşması için geliştirilmesidir. Temelinde kendini kabul etmeme vardır. Ruhsal gelişim ise insanın doğasını, evrenin işleyişini anlayıp özgürleşmek için ruhsal boyuttaki gelişmedir. Kendini kabul etmeden ilerlenemeyecek bir yoldur…

Bir ev ya da yeni bir ev;

Bir araba ya da son model bir araba;

Tatil ya da yılda en az iki yurt dışı tatili ya da dünya turu;

Bir iş ya da daha iyi bir iş ya da kendi işini kurmak;

Sevgili yapmak ya da evlenmek ya da boşanmak;

Borçları kapatmak ya da daha da çok kazanmak;

İyileşmek ya da daha sıkı karın kasına sahip olmak…

Bunlar farklı hayatların farklı istekleri ama aynı zamanda insanoğlunun açgözlülüğünün de göstergesi.

Yalnızdır sevgilisi olmasını ister, bulur. Sonra bu yetmez evlenmek ister, kafaya takar sonunda evlenmeyi başarır. Sonra o kadar kötü ya da sıkıcı bir evliliği olur ki dayanamaz ve boşanmak ister.

Cep telefonu alır, bir yıl sonra yeni modelini ister, sonraki yıl başka markanın son modelini ister…

İstediğini elde edince mutlu olan ve kısa süre sonra daha fazlasını isteyen ve onu da elde edene kadar mutsuz olan hayatlar… İstediği gibi hayat yaşamak için didinen ama antidepresan kovasına düşmüş insanlar…

Bütün bu döngülerden çıkmak ve özgürleşmek isteyenlerin seçtiği yoldur ruhsal gelişim. Manevi boyutta başlayıp maddi dünyada yansımalarını gördüğünüz değişimdir. Yuvaya yolculuktur.

Peki, siz ruhsal gelişimden ne bekliyorsunuz?

“Yuvaya dönerek, elde etmeyi umduğun şey nedir?” diye sordu Beyaz Melek ve Michael Thomas “Sevilmek ve çevremde sevgiyi hissetmek istiyorum. Huzurlu bir biçimde var olmak istiyorum. Çevremdekilerin endişelerine ve önemsiz, saçma ilişki ve etkileşimlerine maruz kalmak istemiyorum. Para konusunda tasalanmak istemiyorum. AZAT EDİLDİĞİMİ hissetmek istiyorum! Yalnızlıktan bıktım. Evrendeki diğer varlıklar için bir anlam ifade etmek istiyorum. Bir nedenden ötürü var olduğumu bilmek, semavi alemdeki görevi yapmak ve Tanrı’nın planının doğru ve uygun bir parçası olmak istiyorum. Önceki gibi bir insan olmayı gerçekten istemiyorum. Sizin gibi olmak istiyorum! Benim için yuvaya dönmenin anlamı bu.” diyerek yanıtlar Kryon’un Yuvaya Yolculuk kitabında. Bu yanıttan sonra Michael, yuvasına dönme yolculuğuna başlar.

Peki, siz bu yola girmeye hazır mısınız?

Ölesiye korkanlar var. Kendini kaybetmekten, sevdiklerini kaybetmekten ya da hayatlarının, düzenlerinin bozulmasından… Bu, kişinin ne istediğine ve ona zarar veren şeylere ne kadar tutunduğuna göre değişir.

Eski arkadaşlarımla arada haberleştiğimizde onlara şöyle söylerim “her şey bildiğin gibi. Aynı iş, aynı ev, hala ailemle yaşıyorum, saçlarım bile aynı...” Benim için değişim içseldi. Kendimi tanımam, geçmişimi iyileştirmem, hayata, insanlara ve özellikle yaşananlara bakışımın değişimiydi. İlla mekân ya da çevre değiştirmem şart değildi.

Zihnin, kendini ve yerini korumak için üzerinize başta baskı yapsa da yolunuzda ilerledikçe o gerçek olmayan direnç yok oluyor.

Benim sadece Human Design analizi yaptığımı düşünürler ama bilgiyi sindirmeden ve hayata sokmadan sadece analizin hiçbir anlamı olmadığını bilen ben, aslında hayatta nasıl ilerlemenin doğru olduğu üzerine çalışıyorum. Zihin oyunları… zihin oyunlarını görmek, onları fark etmek ve onları aşmak üzerine çalışıyorum… Analiz sadece başlangıç…

Bazen benden indirim isteyenler ya da ücretten dolayı soru sorup uzaklaşanlar oluyor. Hala ofis ortamında olmak istemediğim için görüşme mekânı konusunda eleştirenler, hoşlanmayanlar ya da mesafeyi sorun edenler oluyor. Aslında bu iki konu insanların bu yola hazır olup olmadıklarının ilk göstergesidir. Günümüzde para ve zaman ayıramayanların bu yolda ilerleyemeyeceği bir gerçektir. Hayattaki önceliğinizi gösterir. İnsanlar sadece yöntemi, yolu, uzmanı, danışmanı, koçu seçtiklerini düşünürler, aslında her iki taraf birbirini seçer. Benim için önemli olan enerjidir. Bu yola gönülsüz, öylesine giren kişi benim enerjimin tükenmesine neden olur, boşa uğraşıdır... Para ve yer, acaba kendini tanıma ve zihin oyunlarını fark etme sürecine başlayabilecek mi sorusunun ön eleme kriteridir.

Kendi sürecime başlarken maddi olarak en zorlandığım dönemdi. Masraflarımı düzenleyerek, tatile gitmeyerek bir şekilde bu süreçte yapmak istediğim, öğrenmek istediğim her şey için zaman ve para ayarlamayı başarmıştım. O an olmasa bile birkaç ay sonrasında yapıyordum. Gerçekten istiyordum.

İlk Human Design analizimi yaptırdığımda öğle saatlerinde ancak randevu ayarlayabilmiştim ve işten izin alarak gün içinde gitmiştim… Bir düşünün neler için izin alıyorsunuz da bunun için zaman ayıramıyorsunuz? Neler için para ayırıyorsunuz da kendiniz için ayıramıyorsunuz? Tatile gitmek kendiniz için değil önce bunu açıklığa kavuşturalım. Günümüzde tatil sadece başkalarına göstermek için yapılan bir yarış aracı. Asıl tatil günlük rutinden çıkmak ve farklı insanlarla farklı bir süreç geçirmektir… Bunu her yerde yapabilirsiniz illa uzaklara kaçmanız gerekmiyor…

Bu yola girmek istiyorsanız kendinize dönüp bir bakın ne kadar bahanelerle dolusunuz? Ne kadar başkaları yapıyor ben eksik kalmayayım düşüncesindesiniz? Ne kadar samimisiniz? Ne kadar istiyorsunuz? 

Her şeyi belirleyen yaptıklarınız, birlikte çalıştıklarınız, kullandığınız yöntemler değil sizin ne kadar istekli olduğunuzdur…