Günümüzde gerçek anlamda paylaşımlar olmadığından, büyük
çoğunluk kalabalıklar içinde yalnızdır. Oyalanmak ya da vakit geçirmek için çevrelerinde
bir sürü arkadaş, akraba olsa da paylaşılan sadece zamandır. Bazıları bunu da
yaşayamıyor olabilir. Her iki durumda da tek kaldığınızda içinizde anlatmak
istedikleriniz, sormak istedikleriniz ya da anlam veremediğiniz şeyler için bir
başkasının fikrini alma isteği ve yalnızlık duygusu ile sıkışıp kalırsınız.
En son ne zaman içinizden geçenleri anlatabildiniz? En son ne
zaman gerçekten dinlendiğinizi hissettiniz? En son ne zaman korkmadan kendinizi
ifade edebildiniz?
Sizin de konuşma konularınız, herkesin olduğu gibi, son tatil
anılarınız, çocuklarınızın gittiği kurslar, almayı planladığınız ev, işle
ilgili sorunlarınız, aşk hayatınız, politika, ekonomi, magazin ve ortak
tanıdıkları çekiştirmek mi?
Peki, bu konuların içinde siz neredesiniz? Siz yoksunuz ki… Sizin
hayalleriniz nerede? Sizin hayal kırıklıklarınız nerede? Sizin düşünceleriniz
nerede? Bu konuların hepsi sizin çevrenizde dönse de siz değilsiniz… Ana karakter,
özne, kursa giden çocuğunuz, tatildeki gezdiğiniz yerler, aşık olduğunuz
kişi/eşiniz, iş arkadaşlarınız, müşterileriniz ve hükumet… Siz sadece
etkilenensiniz. Kendinizi anlattığınızı düşünürken aslında siz sadece hikayedeki
figüransınız… Kendinizi ve kendinizle ilgilenmeyi ne zaman bıraktınız?
Kendini arama yoluna giren birçok kişi kurs ve seminerlerden
birinden diğerine akın ediyor. Farkındalık kazanmak, bilgi edinmek, çevre
edinmek için gayet uygun bir yoldur. Ama her şeyden önce kendini duymak ve ne
istediğini anlamak bu yolda daha rahat ilerlemeyi sağlar. Yoğun bir bilgi
yığını içinde, etkilenmeden, ne istediğini, nasıl bir değişim istediğini, neye
ihtiyaç duyduğunu nasıl anlayabilir ki insan. Öğrendikçe hiçbir şey bilmediği
düşüncesiyle öğretiler içinde kaybolur ve yine kendini unutur. Amaç farkındalık
kazanmak ve öze dönmekten, bilgi sahibi olmak için koşturmaya döner. Aslında bir
eğitmenden, bir yöntemden, bir uygulamadan önce kendilerini ifade etmeye,
konuşmaya, kendi düşüncelerini açıkça duymaya ihtiyaçları vardır. Ancak bu
şekilde hayatlarındaki değişimin başlangıç fitili yakılabilir. Kimsenin onları
anlamadığını düşündüklerinden ya da kendi düşüncelerinden çekindiklerinden,
içlerindekini ifade etmekten kaçınırlar. Onun içinde “kendilerinin” farkına
varmadan eğitimlerde öğrendikleri kalıba sıkışmaya çalışırlar…
Farkındalık en önemli kavram. Fark edersin ve değiştirirsin,
fark edersin ve senin için doğru olanı görürsün, fark edersin ve kısır
döngülerden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlarsın. Bütün bunlar için
ilk önce zihin ve zihin oyunu nedir onu anlamak gerekmektedir. Düşündüğünüz,
inandığınız her şeye tekrar bir göz atmanız gerekir… Farkındalık, zihin oyununu
görmekle olur. Değişim ancak böyle başlar.
Ben bu programın adına değişim koçluğu diyorum. Amacı kendi
varlığını hatırlayıp eski hayatından farklı bir hayat yaşamak isteyenlerle kahve
eşliğinde sohbet etmektir. Koçluğun temeli profesyonel arkadaşlıktır. Sizi
dinleyen ve hayatınıza farklı bir açıdan bakmanıza fırsat tanıyan bir
arkadaştır.
Her hayatın farkındalık konusu ve dolayısıyla değişim konusu kendine
hastır… İş değişikliği, ilişkilerin değişmesi, medeni durumun değişmesi,
çevrenin değişmesi ya da sadece hayata bakışınızın değişmesi…
Bazen canı gönülden isteyerek, bazen de istemeden zoraki
değişiklerle karşılaşabiliriz. Birlikte çalışırken istediğiniz değişikleri
yapmak için nasıl bir yol haritası çizmeniz gerektiği ve kendinizi nasıl bu
değişikliğe hazırlayacağınız üzerine sohbet ediyoruz. Zoraki olan değişiklerde
ise, süreç içinde, dağılmadan en iyi şekilde nasıl ayak uydurabileceğinize ve değişimi
nasıl pozitife çevirebileceğiniz üzerine sohbet ediyoruz. Sohbet işin görünen kısmı; asıl yapılan ise önce ne istediğinizi bulmak
ve farkındalık kazanmak, sonrada uygulamaya geçmektir.
Profesyonel arkadaşlık
aslında sizi sizden daha çok düşünür. Sırdaştır, yoldan çıktığınızda sizi
uyarır, amacınızı hatırlatır, hayata ve olaylara farklı açılardan bakmanızı,
kalıplaşmış düşüncenizi fark etmenize yardımcı olur. Bir arkadaş kendi hayat telaşından
sizi doğru düzgün dinlemiyorken ya da siz de onun sorunlarıyla da ilgilenmek
zorunda kalırken; koçlukta odak noktası sadece siz oluyorsunuz.
Evrensel düzende her
türlü iletişim, ilişki, etkileşim alış veriş üzerine kurulmuştur. Değişim koçluğunda enerjinin iki
taraf için dengeli ve akıcı olması için size verilen bilgi, ilgi ve zamana
karşılık sizin de bir şeyler vermeniz, enerjinin dengelenmesine yardımcı
olacaktır. Bir profesyonelle çalışmanın veriş kısmı ücret ile olmaktadır ve bu,
her iki taraf içinde en uygun dengelenme yoludur.
Güzelleşmek ve sağlıklı olmak için çaba, para ve zaman
harcanıp özen gösterilirken; ruh güzelliği ve sağlığı hep ihmal ediliyor.
Kişinin içinde bulunduğu duruma göre bir koça, bir psikoloğa ya da bir
psikiyatra başvurması hayatını düzenleyebilecekken bundan itina ile kaçınılıyor.
Bedensel sağlık ve güzellikle ilgilenirken ya da maddi kaygılar içinde
kendinizi ihmal ederken gelecek yaşamınızdan çalıyor ve hasarlarınızı gün
geçtikçe daha da derinleştiriyorsunuz.
Sadece bilgi almakla yetinmeyin. Hiçbir bilgi uygulanmadan
sizin olamaz… Değişmeyi, hayatınızı değiştirmeyi istiyorsanız ve bu isteğinizde
samimiyseniz artık harekete geçin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder